5 Dakika Daha KaL . .
Senin nakaratın şarkılarda yazılı,
hepsini dinledim...
hikayeni, sevişini, uğrunda dönen dünyanı...
hepsini okudum..
Ve daha çok sevdim,
seni..
Ve nice mektuplar yazdım.Hep ''canım sevgilim'' diye başlayan,
''şizofrenim'' diye biten..
Gemici satırlarımda oldu...Avuçlarımla ellerini ıslattığım...Mavi pusuda
yatan zamansız yağmurlarımız gibi..
Unuttun mu...
-Bu gemiyi nerede unuttular usta.... -
Beş dakika daha ''kal''...
biraz seveyim
sonra ben giderim
yemin ederim.
Elimden kaçıran varmış gibi mi sevmeli...''Bir an önce tutun çapanıma, tut,
tutun sevginle! Yoksa kaçırırlar gönül gemini...''
- Bu gemiyi nereye kaçırdılar usta.... -
''İyi geliyordun acıyan yaralarıma...''
Bir de baktım ki acıyan yaram `sen´ oldun...Hiç kabuk bağlamayan...Hep kan
bağlayan...İzinsizce, izini hücrelerime işleyen...
Ve hiçbir yolunun dönüşü olmadı !
Yolunda ardımı kıra kıra ilerledim.
İlk aşkımı devirecek kadar sevdim.Sen de biliyordun, öyle seviyorum
ki...Dönüşü olmayan tüm yollarıma inat !
Sabahtan çıkan her yol, geceye yol alıyordu...
Kahrolası gece...Şah kesiliyordu karşımda, ukala! Yarama tuz basıyordu,
vicdansız!
Gece, gece ve yıldızları...Kaymaya niyetsiz âmâlı...Sanki sırtlarından
asılı..Bir ben miyim, kayan..Bir ben miyim, kendi kendini yakan..Bir ben
miyim, aleviyle aydınlatamayan..Ve sevmeyi öğrenemeyen....
- Bu gemi yâra gider usta.... -
Gece seni yanıma usul usul koyuyordu, yâr..Her doyamadığım geceye bir
karabasan...
Öyle ağırsın ki aklımda, assalar boynumdan bir o kadar rahatlarım inan..
Bazen beyaz bir güvercindesin, bazen denizde, bazen de aynı baktığımız
gökyüzünde...Bense, sen neredeysen oradayım; beyaz güvercinde, denizde,
mavide ve aldığın her nefeste...
Belki de bundandır, kalkıp gitmeye üşengeçliğim..
-BRN-