Çok uzaktayım şimdi...
Oyun bitti. O telaşlı ve heyecanlı kalabalık... Sonra sahnedeki macera... Bitti...
Salon boşaldı.
Işıklar söndü.
Herkes gitti.
Ben buradayım. Ve burası çok uzak...
Elimde bilet...
Yanlış yer için... Yanlış zamanda...
Gecenin dipsiz kuyusunda.
İstasyonun yapayalnızı...
Yarın sabaha kadar soğuğun ve ıssızlığın...
Gün ağardığında yabancı bir kalabalığın içinde...
Yapayalnız...
Kaldığım yer, gidemediğim yerden çok uzak...
Çok uzaktayım şimdi.
İki kelimeyi sarıp sarmalayıp kalbimin içinde...
Senin için.
Söylemeye kıyamamıştım!
Kullanılmamış ve saf ve tertemiz...
Çok güzeldiler.
Senin içindiler...
Söylemediğim yere çok uzağım şimdi.
Senden çok uzaktayım.
Bu mevzide kurtaracaktık dünyayı.
İnancın, aşkın, cesaretin adı olmuştuk hani.
Sonsuzluğa ertelemiştik ya, yaşanacak ne varsa ve Allah için...
Bu mevzide kurtaracaktık kendimizi...
Ne kılıçlarımız ışıldadı, ne güllerimiz açtı.
Bizi şimşek gibi yerimizden fırlatacak o beklediğimiz nara hiç yankılanmadı.
Uzun ve yalnız bir nöbetin sabrında...
Çok uzaktayım şimdi.
Bir elimde geçersiz bilet...
Diğerinde paslı bir kılıç...
Sonra biriktirdiğim kelimelerle...
Bekliyorum.
Ve biliyorum; çok uzaktayım...
|